0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Kaynatmakla şap, şeker olmaz! 

Başlığa aldığım deyimin ikinci cümlesini de hatırlayarak, bu yazıyı okuyun! 

ABD’nin son günlerde art arda dillendirdiği mesajları önce hatırlayalım: 

-Feto’nun iadesi için çalışmalar başlattık!.. 

-FBI, ABD’de Fetoculara yönelik operasyonlar başlattı!.. 

-Türkiye’ye Patriotlar satmak için yasal adımlar atıldı!.. 

-Arakan’da Müslümanlara yapılanlar, soykırımdır!.. 

-Suudilerin, Yemen’de yaptıklarından dolayı kulakları çekildi!.. 

-Kaşıkçı cinayetinde söylem değişikliğine gitti!.. 

Daha fazlasını saymaya lüzum yok!.. 

Bu söylemleri ve attığı yeni adımları, ABD mecbur kaldı, Türkiye’yi gözden çıkaramadı, bu nedenle takip ettiği politikadan vazgeçiyor şeklinde mi okumak lazım? 

Trump’ın attığı şu tweet’e bir daha bakalım: 

“After historic victories against ISIS, it’s time to bring our great young people home!” 

Deaş’a karşı tarihî zaferler elde edildi, artık (kahraman) gençlerimizi eve döndürmenin zamanı geldi! 

Trump diyor ki: Suriye’ye gidişimizin biricik nedeni terör örgütü DEAŞ’la savaşmak ve dünyayı bu korkunç terör örgütünden kurtarmaktı… Bunu, başardık. Artık Suriye’de kalmamız için bir sebep kalmadı, Suriye’den çekiliyoruz!.. 

Bu mesajı Türkiye’ye veriyor, altyapısını da birkaç hafta öncesinden yaptı: Feto’nun iadesi, ABD’de Fetoculara operasyonlar, Arakan soykırımı, patriotlar!.. 

 Daha ne olsun!.. 

Tayyip Bey’in tüm isteklerini bir çırpıda yerine getirdi!.. 

Bu sahne oyunları, atraksiyonları bazı uzmanlarımızı (!) haddinden fazla heyecanlandırdı: 

ABD, sahada Türk askeriyle karşı karşıya gelmek istemiyor!.. 

Bu tür cümleleri okuyunca, 64 yaşında olmama rağmen kendimi İstanbul surları önünde Ulubatlı Hasan gibi hissettim!.. 

Herkes, özellikle devleti yönetmede karar merciinde bulunanlar şu soruları göz önünde tutarak, konuya yaklaşsınlar: 

1. Bölgeden bir miktar askerini çekmek, bölgeyi bırakmak, bölgedeki hedeflerinden vazgeçmek anlamına mı geliyor? 

2. ABD bölgede bu güne kadar takip ettiği politikanın, küresel çıkarlarına zarar verdiğini görerek, bölgedeki hedefleri hususunda tereddüde mi düştü?.. 

3. ABD, bölgede Kürtleri bir kez daha yüzüstü bırakacak mı? 1946’da Mahabat Kürt Cumhuriyeti’nden desteğini çekip, Kadı Muhammed’i ipe çektiren, Molla Mustafa Barzani’nin kahrından ölümüne sebep olan, oğlunu limon gibi sıkıp bir kenara fırlatan ABD, bu sefer de PYD’ye kazık atarsa, artık dünyada kullanabileceği aparat bulabilir mi?.. 

4. Madem çekilecektin, bu PYD/PKK’ya bu kadar silahı niye verdin, 20 civarında askeri üslerini Kürtler pinpon oynasınlar diye mi yaptın?  

Evet, sorular çoğaltılabilir!.. 

Son olarak şunu söyleyelim: 

Türkiye doğru politika yürütüyor, devam etmeli, ancak önündeki yoğurt görünümündeki süt olabilir. Üfleye üfleye, dikkat ede ede içmeli!.. 

Şap’tan şeker olmaz, ABD’den de müttefik olmaz!.. Ancak, bu noktaya dikkat edeyim derken, savrulmamalı da!.. 

Yani, Rusya’nın derin politikalarının perde arkası hep göz önünde bulundurulmalı, İran’ın masallarına ise hiç mi hiç itibar edilmemeli!..  

Prof. Dr. Mehmet Çelik Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX